Deniz börülcesi tarlaları gördünüz mü?
Cevabınız hayır ise; Adana’dan yola çıkıp Yüreğir, Havutlu, Doğankent, Solaklı’dan sağa sapıp Tuzla yol ayrımından güneye doğru uçsuz bucaksız narenciye bahçeleri ve domates, pamuk, biber, karpuz ve soğan tarlalarını
sağlı sollu yanınıza alıp Tanrıverdi, Çağırkanlı, Kadıköy, Çırık, Yassıören, Çavuşlu, Karagöçer’den geçip Tuzla- Akçadeniz lagünü ulaşırsınız.
Lagün, denizden kıyı kordonu ile ayrılan göle deniyor. Lagünler bir akarsuyun taşıyıp getirdiği kumların yığılmasıyla oluştuğu gibi denizin de sürükleyip getirdiği çakıl, kum ve molozların bir koy veya körfezin önüne yığılmasıyla da meydana gelebiliyor ve bir kanalla denize bağlanıyor. Bir deniz kulağı düşünün…
Lagünler balıklar için; fazla çaba harcamadan med- cezir marifetiyle deniz suyundan ve yeraltı tatlı su kaynakları ile gelen kıymetli bir besin deposudur.
Bir balık için cazibe noktası olan lagüne girmek kolay ama çıkmak zor. İnsanoğlu burada kendisi için yiyecek ve kazanç noktası oluşturuyor ve denize bağlı olan kanal kısmına engeller oluşturarak balık çiftlikleri yapılıyor. Bunlara da dalyan deniyor.
Buradaki balıklar tamamen organik ve doğadan gelen ne varsa onunla besleniyor ve sofralarımıza geliyor. Lagünde kefal, çupra, levrek, yılan balığı ve pavurya bulunuyor.
Adana- Karataş Tuzla’da Tuzla- Akçadeniz diğeri ise Akyatan olmak üzere iki lagün kuşların göç yolları üzerinde olduğu için birer kuş cennetidir. Göçmen kuşlardan flamingo, kırlangıç, Turaç kuşu, Bahri kuşu ve diğerlerine rastlamak mümkündür.
Aynı zamanda bu bölgenin denize bakan kısmı ise deniz kaplumbağaları için yumurtlama bölgesi oluyor.
Yörede Akdeniz bitki coğrafyası hâkimdir. Bitkiler açısından en ilginç kesimi denizle lagün arasında yer alan kumullar oluşturmaktadır.
Kumullara çıkıldıkça zakkum ve kirpi dikeni, daha içerilerde ise mersin, böğürtlenleri görebilirsiniz.
Lagün kıyısı ise kış boyu tuzlu su ile kaplı olan alanda suların çekilmesiyle A ve C vitamini açısından çok zengin, demir ve iyot deposu olan ve yazımızın girişinde adı geçen börülceler için yaşam alanı oluyor.
Balık, pavurya, deniz börülceleri varsa nefis yemeklerin olduğu bir sofra da var demektir.
pavurya ve hodan otuyla birleşmiş balık yumurtası
deniz börülcesi çeşitlemelerinin
olduğu muhteşem bir yemek
bu güzelim deniz kabuklarını da paylaşmadan olmaz
Deniz börülcesi ile tarifler en kısa zamanda…
Yorum göndermek istiyorsanız, lütfen aşağıdaki formu doldurunuz.
Tam bir denir ürünü cennetiymiş.
Sofranız da harika lezzetlerle dolu,afiyet olsun üzerine gün batımını seyretmek de ayrı bir keyif.
Sevgiler:)
Erguvancım, teşekkür ederim. Mutlu bir haftasonu geçirmenizi dilerim. Sevgiler.
Sare Hanım,harika ve çok öğretici bir yazı olmuş.harika fotoğraflar çekmişsiniz.Ben deniz börülcelerini denizden çıkıyor sanıyordum:) ”Deniz kulağı,, teriminize bayıldım:))sevgiler…
Sibel hanımcım, çok teşekkür ederim. Adını da çok sevdiğim deniz börülcesini balık yemeklerinin yanına çok yakıştırıyorum. Beğenileriniz beni çok mutlu ediyor, çok sevgiler.
Çok güzel bir yazı olmuş, teşekkürler.
Deniz börülcesi ile bir kaç yıl önce tanıştım, sayenizde nasıl yetiştiğini de öğrenmiş oldum.
Muhterem hanımcım, çok teşekkür ederim. Güzel bir haftasonu geçirmenizi dilerim, sevgiler.
çok önemli bir coğrafyada yaşıyoruz ve derya kuzuları şahane görünüyor. Urla Özbek koyundan çok toplarım deniz börülcesini, nedense Girit’te yok. Tuz oranı tutmuyor belki de.
Özlemcim, çok doğru yazmışsınız. Çok sevgiler.
Harika bir paylaşım Sare. Tarifleri bekliyorum.Sevgiler:)
Kekikcim, teşekkür ederim. Tarifler en yakın zamanda… Bakalım, beğenecek misiniz? Çok sevgiler.
ne güzel yazılarınızdan neler de öğreniyoruz. harika olmuş yazı. elinize sağlık.
Mehmet bey, teşekkür ederim. Güzel bir haftasonu geçirmenizi dilerim.
Oooo ne güzel olur oraları görmek.
Sevgili Narince, gerçekten görülesi yerler, bekleriz. Sevgiler.