Dalları albastı- Gelincik şerbeti
Saimbeyli- Adana Gelincik Şerbeti tarifi Gelincik Şerbeti Nasıl Yapılır? Sizlere ne esen yelin ne öten kuşların ne de akan derenin sesini getirebildim. Saimbeyli, Adana’ya 2,5- 3 saatlik mesafede 1050 metre yükseklikte dağların arasında yemyeşil küçük bir yayla ilçedir. İlçenin en önemli gelir kaynağı bu mevsimde iyice tatlanan ve neredeyse tamamı yurtdışına gönderilen kirazdır. Fasulyesi, cevizi de pek meşhurdur. Hafta sonunda Saimbeyli’ye serin- temiz hava depolamaya ve dalından kiraz yemeye gittik. Bize çok iyi geldi:)) Sabah erkenden şehri keşfe çıkmak her zamanki alışkanlıklarımızdan… Sabah öten kuşun, akan derenin, esen rüzgarın sesi bir başka oluyor. Obruk Şelalesine giderken yol boyu bahar yeni gelmiş gibi idi, sıcaklarda iyi gelir diye sizlerle paylaşmak istedim. Aşağıdaki çiçeklerin fotoğrafları sadece bir kaçı:)) Böğürtlen dalları yeni yeni çiçek açmış. Ve Diğerleri Kurtcukların toplantısına şahit olmak pek hoştu… Sizleri önce sabah kahvaltısı yaptığımız Fatma teyzenin evine sofrasına götüreceğim. Masada olan her şey kendi el emeği… Saimbeyli’nin önemli mesire
Herekli Köyü- Pişmiş kısır, Kuzu tandır
Toroslar, Seyhan, Ceyhan, Çukurova… “Orada bir köy var uzakta” denir ama bizim köyümüz çok uzak değildi. Hafta sonunda Çukurova’nın ortalarında Ceyhan nehrinin yakınlarındaki Herekli köyünde idik. Herekli, göz alabildiğine uzanan mısır, soya, pamuk tarlaları ve narenciye bahçeleri ile çevrili yemyeşil bir köy. Yerlisi çoğunlukla Adana’da yaşıyor. Çukurova, Akdeniz bölgesinin doğusunda, İskenderun Körfezi ile Mersin Körfezi arasında verimli bir ova. Doğuda Misis Dağına, batıda Erdemli’ye, kuzeyde Toros Dağları ile nerdeyse Aladağların eteklerine kadar uzanır. Yüzölçümü 3150 km 2 kadardır Çukurova’nın doğusunda Ceyhan, batısında Seyhan nehirleri ve Tarsus Çayı bulunmaktadır. Ova, bu ırmaklarla beslenmektedir. Bir dost davetiyle gerçekleşen muhteşem bir hafta sonu tatiliydi… Her dakikası ailenin bir üyesiymiş gibi büyük bir keyifle geçen ve iyice ısınan Adana’ya benzeyen sıcacık bir ortamdı. Köyümüzde neler mi yaptık? Sabah sporumuzu ve yürüyüşümüzü eksik etmedik. Komşularımızın sabah telaşlarına şahit olduk. Bahçe temizlendi. Fideler dikildi. Meyveler toplandı. Dallar kayısı ve can eriklerinden yerlere değiyordu. Erik, kayısı
Deniz Börülcesi – Akçadeniz Lagünü
Deniz börülcesi tarlaları gördünüz mü? Cevabınız hayır ise; Adana’dan yola çıkıp Yüreğir, Havutlu, Doğankent, Solaklı’dan sağa sapıp Tuzla yol ayrımından güneye doğru uçsuz bucaksız narenciye bahçeleri ve domates, pamuk, biber, karpuz ve soğan tarlalarını sağlı sollu yanınıza alıp Tanrıverdi, Çağırkanlı, Kadıköy, Çırık, Yassıören, Çavuşlu, Karagöçer’den geçip Tuzla- Akçadeniz lagünü ulaşırsınız. Lagün, denizden kıyı kordonu ile ayrılan göle deniyor. Lagünler bir akarsuyun taşıyıp getirdiği kumların yığılmasıyla oluştuğu gibi denizin de sürükleyip getirdiği çakıl, kum ve molozların bir koy veya körfezin önüne yığılmasıyla da meydana gelebiliyor ve bir kanalla denize bağlanıyor. Bir deniz kulağı düşünün… Lagünler balıklar için; fazla çaba harcamadan med- cezir marifetiyle deniz suyundan ve yeraltı tatlı su kaynakları ile gelen kıymetli bir besin deposudur. Bir balık için cazibe noktası olan lagüne girmek kolay ama çıkmak zor. İnsanoğlu burada kendisi için yiyecek ve kazanç noktası oluşturuyor ve denize bağlı olan kanal kısmına engeller oluşturarak balık çiftlikleri yapılıyor. Bunlara da dalyan deniyor. Buradaki
Son Yorumlar