Kel köy- Karaisalı
Yağlı çörek tarifi
Yağlı çörek nasıl yapılır?
Geçenlerde bir davet aldım, kimden mi?
Sıdıka teyze- Mehmet amca’dan. “Yağlı çörek yapacam, gel.” Durulur mu?
Bahçeye girince kavrulmuş küncü ve un kokusunu duyuyorsunuz. Hem keçiboynuzundan hem de undan helvalarımız kavrulmuş, süt kaynamış. Yörenin zeytinleri tatlanmış, küplere basılmış peynirler ve nasıl pişirildiğini kaçırdığım yağlı çörekler bizi hazır bekliyordu.
Yağlı çörek genelde yumurta, süt, yoğurt, kabartma tozu, maya ve su bir araya getiriliyor kulak memesi yumuşaklığında un ilavesiyle yoğruluyor. Mayalandırılıp pişiriliyor.
Ev artık bizim gibi nerde ne var diye bakılıp, fotoğraflamam pek hoş karşılanıyor. Bu defa gözüme kocaman tahta havan,
tavukların yemi için ayarlanmış bakır bakraca doldurulmuş buğday ve tası
ve terazileri de gözüme ilişiverdi.
Bahar gelmiş tabii ki, Sıdıka teyzenin bahçesinde şebboylar çoktan açmış,
pembe sümbüller mis gibi kokularını vermişti.
Baharın ilk otu sayılan; tirşik.
Yabanisinden sümbüller,
Mavi muscariler açmış arıları bekliyor.
İncirler o hafta tek yapraklarını vermişti şimdi yaprakları birkaç tane oldu.
Karaisalı’nın pek güzel bir yerine yerleşmiş pek büyük olmayan Kel köy bolca zeytin, küncü, salçalık biber yetiştiren bir yer. Köyün bir güzel özelliği de yörenin taşlarından yapılmış taş evlerin olması.
Evlerin çoğu yıkılmış durumda
Bu evler, eski sahiplerini bekler ya da yenilerine kavuşmak ister durumda ama terk edilmiş olmaları çok üzücü.
Evlerde genelde taş ve ahşap malzeme kullanılmış. Alt katta ahır,
kiler diye kullanılan bölümler
Kengerler merdivenlerin arasında sıkışmış ama pek bi güçlü.
Üst katta açık- ocaklı bir veranda var.
Odaların kapılarında minnacık açıklıklara ne için açılmış acaba?
Her odada ocak,
ahşap dolaplar ve sergenler bulunuyor.
Belki gelirim diye hamur tahtalarını bile bırakmışlar.
Bir süre Ramazanoğlu beyliğinin yönetiminde olmuş bir bölgede asırlık zeytinleri görmek mümkün.
Sıdıka teyze sadece yağlı çörekle bırakmadı bizi, ocak keyfi de yaptık. Közde patates
ocağın ateşinde patlatılmış mısır defne çayımıza eşlik etti.
Yaylalar isterim de gelip göçmelik,
Lalesi sümbülü de çiçek açmalık diyen; Sıdıka nene, çok yaşa sen.
Ayrıca, bu bölgenin fotoğraf sanatçıları, doğa sporu sevenler için ideal bir bölge olduğunu düşünüyorum.
Yorum göndermek istiyorsanız, lütfen aşağıdaki formu doldurunuz.
Keşke bende bu kadar güzel anlatıp, fotograflar çekseydim. Sanki birlikte gezdik , daha önce orada yaşamışlara birlikteydik, teyzenin dizinin dibinde oturduk bende patates mısır yedim.
Şahaneydi unutamadığım bir gündü
Belgin hanım, beğenmenize çok sevindim.
Yurdumuz çok güzel, insanlarımız bir başka güzel.
Bizimle birlikte Kel köyü gezdiniz:)) Ne mutlu bana!
Sevgilerimle…
Sareciğim,
Çok yaşasın Sıdıka teyzeler çooook. Öyle güzel anlatmışsın ki; her fotoğraftan sonra ayrı bir heyecanla diğer kareye geçiyorum ve ben de oraları o derin kasabaları, köyleri görmek istiyorum. Çok üzücü tabi böylesine güzel yerleri terkedip gitmiş olmaları. Acaba neler yaşandı o evlerde, neler pişti taştı, ben de aşırı bir merak uyandırıyor. Hatta münkün olsa da gidip oraları tekrar yaşanılır yerler haline getirsek. Ama aynen bu haliyle.
İyi ki varsın Sareciğim, sağolasın.
Işılcım, teşekkür ederim.
Sıdıka teyze bir cevher bir dinlesen her cümlesinden bir mani akıyor. Bayılıyorum.
Evler bu haliyle bile çok güzel, dediğiniz gibi neler neler gördü neler… Bilinçli bir yapılaşma ile yeniden hayata döndürülebilir.
Kısmet olursa birgün gezeriz birlikte.
Sevgilerimle…
Çook güzel… Teşekkür ederiz.
Sema teyze, birçoğu sizler için:))
Çok öpüyorum.
Evler muhteşem, insanın boğazı düğümleniyor bu güzelliklerin terk edilmesine, pimapenli, kalebodurlu, laminant parkeli evli yaşamların her yeri basmasına… Paylaştığınız için teşekkürler.
A cat from London, o ocakların başında oturup çıtırtısyla okumak, uyumak ne keyiftir, değil mi?
Teşekkür ederim.
Sevgilerimle…
karaisalılı değilim ama çocukluğumun geçtiği yerler.. servisle dereden geçerken uzaktan görünen kelköy.. çocukluğum..
Ayşegül hanım, Kel köy ne kadar güzel bir yer. Yeşillikler içinde tepeden ovaya bakıyor.
Muhabbetle…
anlatı sardı sarmaladı, merceğiniz ise sizin gibi o kadar sezgiye kendisini bırakmış ki.
doğaya dönüş mü bu istediğimiz?
öpüyorumm
cheese cake’e bittim tabi:)
Selengacım, teşekkür ederim.
Cheesecake işine bir çözüm bulmalı:)?
Öpüyorum kocaman.