Mersin Narenciye Festivali
Çukurova‘nın en önemli narenciye yetişen bölgesi olan Mersin’de düzenlenen 2. Narenciye Festivalinden çektiğimiz kareleri sıcağı sıcağına sizinle paylaşmak istedim.
Hayvanlardan maketler hazırlanıp; limon, portakal, greyfurtla kaplanmış.
Festivale, farklı ülkelerden halk oyunlar ekipleri katılıp, oyunlarıyla
renk kattılar.
Festival alanı deniz kenarına kurulmuştu, hava biraz kapalı olsa da güzeldi.
Limonun en fazla yetiştiği yer olan Limonlu‘nun alanından.
Fuar alanı narenciye kokusuyla doluydu.
Hayvan maketleri kadar diğer şekillerde narenciyeyle donatılmıştı.
Fuar alanında bölgede yetişen meyvelerden yapılan reçel ve
Festivale ilgi güzeldi.
Bu kadar meyve asla israf edilmedi,
fuarın son günü gelen ziyaretçilere dağıtıldı.
Tüm üreticilerin ürününün bol, alın terlerinin karşılığını bulması, en büyük dileğimdir.
Benzer Yazılar
Zeytin Tapas- Benim usül
Zeytin Tapas tarifi
Zeytin Tapas nasıl yapılır? 
Zeytin- zeytinyağı kahvaltımızın vazgeçilmezleri, onlarsız asla olmaz.
Bazen zeytini baharatla birleştirip tapas yapıyorum. Uzun haftasonu kahvaltılarında evde yaptığım ekmeklere eşlik ediyor.

Tapas, küçük tabaklar içinde sunulan bir çeşit meze anlamına geliyor. İspanyollar nerdeyse her şeyden yapıyorlar bu aperatifleri.
Zamanında içki bardaklarının üzerini sinek, toz ve çöp kaçmasın diye tabakla kapatırlarmış. Tabağın içi boş olmasın diye, içine içeceğe iyi giden bir yiyecek koyarlarmış. Bu yiyecek dolu tabağa tapa denirmiş.
Bu zaman içinde, birçok çeşit aperatiflere dönüşmüş.
Malzemeler
1 su bardağı kıyılmış zeytin
3-5 kurutulmuş domates( önceden sıcak suda yumuşatılmış ve incecik kıyılmış)
yarım limonun suyu(taze sıkılmış)
yarım portakal- mandalina suyu(taze sıkılmış)
Varsa yarım turunç suyu(veya)
1/2 fincan sızma zeytinyağı
1 tatlısarımsak, kaşığı balsamik sirke
1 yemek kaşığı elma sirkesi
3-5 diş azcık tuzla dövülmüş -incecik kıyılmış sarımsak( arzuya bağlı, ben bazen yapıyorum)
1 çay kaşığı kimyon
1 çay kaşığı zencefil
1 çay kaşığı pul biber
1 çay kaşığı rezene
1 çay kaşığı tane kimyon
1 çay kaşığı anason
1 çay kaşığı çemen tozu
1 çay kaşığı zerdeçal
1 çay kaşığı yenibahar
1 tatlı kaşığı kuru biberiye ya da kekik
1 çay kaşığı susam
1 çay kaşığı çörekotu
Zeytininiz şayet ev yapımı ise daha önceden bir süre su dolu bir kapta bekleterek fazla tuzunun gitmesi sağlanır. Satın aldığınız zeytinse, onu da güzelce yıkayın ve süzdürün. Orta kalınlıkta kesin.
Kıyılmış zeytinler ve kıyılmış kuru domatesler uygun bir kaseye alınır ve üzerine taze sıkılmış meyve suları dökülür ve bir tarafta beklemeye alınır.
Bir diğer kâseye ise zeytinyağı, sirkeler, baharatlar ve arzuya göre dövülmüş sarımsaklar bir araya getirilir ve karıştırıcı bir aparatla birbirlerine yedirilir.
Narenciye suyu karışımı içinde bekleyen zeytinlerin üzerine hazırlanan zeytinyağlı- baharatlı karışım dökülür ve karıştırılır.
Üzerini kapatın ve lezzetlerin birbirine geçmesi için bir süre bekletin.
Afiyet olsun.
Not: Biz, baharat seven bir aileyiz. Baharat çeşitliliğini ve miktarını azaltıp, çoğaltmak size kalmış.
Kızarmış ve taze ekmekle çok güzel oluyor::))(DİKKAT)
Sarımsak kullanmamışsanız lezzeti 2 gün iyi oluyor fakat meyve sularının len etkisiyle asiti artabiliyor. Az yapıp 1- 2 gün içinde tüketmek en iyisi…
Benzer Yazılar
Zeytinli Ekmek
Zeytinli Ekmek tarifi
Zeytinli Ekmek nasıl yapılır?
Bayramda arkadaşlarla birlikte olduğumuz kahvaltı için yaptığım bu ekmek, muhteşem birşey…
İlkinde tarife sadık kalıp keten tohumlu, ikincisinde ise istek üzerine zeytinli yaptım. İçi yumuşak, kabuğu ise gevrek çok lezzetli bir ekmek. Kek bile diyebilirsiniz. Haftasonu için değişik bir şey yapayım diyorsanız bu akşam eviniz misler gibi koksun diyorsanız, yapın derim.
Ekmeğe katkım evdeki keçiboynuzu unu, tahin ve yaş maya oldu. Keten tohumlusu da çok güzeldi, onu çekme fırsatım olmadığı için yayınlayamadım.
Malzemeler
200 gr kepekli tam un
150 gr beyaz un (tarifte tam un diyordu)
½ paket yaş maya(tarifte5 gr kuru maya diyordu, birinci yapışımda yetersiz buldum)
120 ml ılık süt
60 ml ılık su
50 gr bal(çok tatlımsı değil ama azaltabilirsiniz)
1 yemek kaşığı tereyağı
1 yumurta
1 tatlı kaşığı tuz
2 yemek kaşığı keçiboynuzu unu(evdeki keçiboynuzlarını havanda döverek orta kalınlıkta bir un elde ettik- yoksa katılmayabilir)
3- 4 yemek kaşığı keten tohumu(yarısı hamur yoğrulurken içinine, yarısı hamur katına)
1 Türk kahvesi fincanı dolusu zeytin (çekirdekleri çıkartılmış, kıyılmış)
2 yemek kaşığı yumuşak tereyağı(yarısı hamurun katına kalanı ise piştikten sonra üzerine sürmek için)
1 yemek kaşığı tahin(hamur katına sürmek için)

Yapılışı
Yoğurma kabınızın içine elenmiş beyaz unu, kepekli tam unu, keçiboynuzu ununu, tuzu karıştırın ve ortasını açın.
Isıtılabilecek bir kaba süt, su ve tereyağı konup, ısıtılır ve birazı alınıp maya katılır ve hafifçe kabarması beklenir.
Unun üzerine bal gezdirilir ve unun ortasına sıvılar, mayalı süt ve çırpılmış yumurta katılıp, undan yavaş yavaş alıp karıştırılır (ve 2 yemek kaşığı keten tohumu ilave edilir- eğer keten tohumlu yaparsanız) iyice yoğrulur. Un yetersiz gelirse, biraz daha beyaz un katabilirsiniz.(her yapışımda un yetersiz geldi ve ne kadar ilave ettiğimi ölçemediğim için tam miktar veremiyorum:((
Hamur, kulak memesi yumuşaklığında olacak, yoğrulan hamuru tezgâha alıp, kabımızı sıvı yağ ile yağlayıp, hamuru tekrar kabına aldıktan sonra üzeri kapatılır ve ılık bir ortamda mayalanmasını beklenir.
Mayalanan hamur yağlanmış tezgâha alınır ve dikdörtgen bir şekilde açılır( kalıbımın ölçüsü 13X32, yüksekliği ise 7 cm)
Açılanan hamurun üzerine kıyılmış zeytinlere, taze biberiye(kurusu da olur) ve tahin gezdirilir ve kalıbın ölçüsünde üçe katlanır ve pişirme kabına alınır. Zeytinli yaptığımda ekmeğin üzerine önceden ıslatıp, yumuşattığım domates kurusunu ve taze biberiye ilave ettim.
Kabın üzeri streç ile kapatılıp, 35-45 dakika ılık ortamda tekrar mayalanması sağlanır.
Önceden ısıtılmış 175-180 derece fırında 25-35 dakika dışı güzelce kızarmış olana kadar pişirilir. Üzerine yumuşak tereyağı sürülüp, kalıptan çıkarılıp bir ızgaranın üzerinde soğutulur.
Afiyet olsun.
Not: Ekmeğimiz bir gün önceden yapılırsa daha lezzetli oluyor.
Piştikten sonra mutlaka kalıbında çıkarıp, ızgaranın üzerinde soğuması sağlanıp, kağıt havlu ile sarılıp üzeri bir örtü ile kapatılır.
Balı sıcak süte katmak istemediğim için unun üzerine gezdirdim.
Tarifi Angie’s recipe’den aldım.
Afiyet olsun.
Mis gibi kokan ekmek eşliğinde geçen güzel haftasonu kahvaltıları dilerim.



































Son Yorumlar