Etli Yaprak Sarması- Çankırı usulü

Etli Yaprak sarması- Çankırı usulü tarifi

Etli Yaprak Sarması tarifi

Etli Yaprak Sarması nasıl yapılır?

Nerdeyse bitmek üzere yaprakların salamurası ve kazanozlara basılıp kilerler de yerlerini alması. Yapraklar taze iken Çankırı‘da bolca yapılan iki yemek vardır biri bugün sizlerle paylaşacağım Çankırı usulü Etli Yaprak Sarması diğeri ise o kadar istememe rağmen daha yayınlayamadığım, tadını ve adını da çok sevdiğim, Kundak. Kundak bir başka sefere.

Başlamak üzere olan Ramazan davetlerinin en önemli yemeği olan sarmayı bir de böyle deneyiniz.

Çankırı usulü yaprak sarmasının en önemli özelliği küçük sarılmasıdır. İç malzemesinde de yarma bulunur. Bir başka önemli konu ise sarma dizilmez tencereye rastgele bırakılır.

Malzemeler

500 gr taze yaprak- Tarsus beyazı

500 gr kuzu- dana karışık orta yağlı kıyma

1 adet kemik ( Kışın daha uygun oluyor.)

1 Türk kahvesi fincanı pirinç

2/3 Türk kahvesi fincanı yarma ( buğday kırığı)

1 yemek kaşığı acı biber salçası (benim katkım)

2/3 şişe domates suyu- yerine 1 yemek kaşığı domates salçası

1/2 demet incecik kıyılmış maydanoz

2 orta boy kırmızı soğan- incecik kıyılmış

5- 6 diş sarımsak (Kabuklu,bütün olarak- benim katkım)

1/2 çay kaşığı karabiber

1/2 çay kaşığı yenibahar

Tuz

1 çay bardağı su – domates suyu kullandığım için kullanmadım

Yapılışı

Yapraklar ayıklanıp yıkanır. Kaynayan suya 2 tatlı suya tuz ilave edilip yapraklar alt üst edilerek haşlanır. Soğuk suya alınıp süzülür.

Bu arada et büyükçe bir kase içine alınıp üzerine yıkanıp süzülmüş pirinç ve yarma, incecik kıyılmış soğan, biber salçası ve domates suyu, maydanoz ve baharatlar ilave edilip güzelce karıştırılır. Malzemenin yoğunluğuna göre su ilave edilip yoğrulur.

Soğuyan yapraklar büyüklüğüne göre ikiye ayrılıp yaprağın parlak kısmı dışa gelecek şekilde sap kısmına yakın noktaya etten bir parça alınıp önce üst kısmı sonra iki yanlarlardan kapatılıp küçük bohça şeklinde çok sıkı olmayacak şekilde sarılır. Pirinç ve yarmanın iyi pişmesini sağlamak için yaprak sarması yaparken Çankırı’da adet; sarmalar tencereye dizilmeden,  gelişi güzel bırakılır.  Bir başka üstünde durulan konu ise,  genellikle bakır tencerede pişirilir. Hepimizin bildiği en önemli konu ise,  sarmaların üzerine bir tabak ya da sarma taşının kapatılmasıdır.

Sarma işlemi bittiğinde tencerenin kulpundan tutulup iki yana sallanır ki yerini bulamamış olan varsa yer bulsun diye:))

Üzerine sarımsaklar dizilip zeytinyağı gezdirilir- zamanında evde bunun yerine tereyağı yapılırdı – üzerini çok geçmeyecek kadar su ilave edilip bir tabak kapatılır ve kaynayana kadar orta kaynadıktan sonra kısık ateşte sarmalar lokum gibi olana kadar pişirilir.

İlk sıcaklığı geçtikten sonra sarımsaklı yoğurt ve ince ekmekle servis yapılır.

Afiyet olsun.

Not; Şimdi annem okusa, bana “icat çıkarıyorsun” diyecek ama nerdeyse her yemeğime kattığım sarımsakları sarmaların üzerine bütün- kabuklu olarak dizip sonra pişirdim. Sarmalar artık tadından yenmez:))

Köz Patlıcanlı Humus

Köz Patlıcanlı Humus tarifi

Köz Patlıcanlı Humus nasıl yapılır?

Artık iyice tatlanan patlıcanla yaptığım bir salatayla haftaya başlamak istiyorum. Humus benim enlerimden,  nohut ve tahini sebzelerle birleştirmek de çok hoşuma gidiyor. Bu defa köz patlıcanla mutlu oldular.

Nefis oldu. Afiyetle.

Üzerine güneş değen,  mutlu sofralarda afiyetle…

Malzemeler

4 kemer patlıcan

2 su bardağı nohut- haşlanmış

1 Türk kahvesi fincanı tahin+ 2 yemek kaşığı tahin

3 diş sarımsak

1 çay kaşığı kimyon

1 çay kaşığı tuz

1/ 2 limonun suyu

Üzerine

Çam fıstığı

Zeytinyağı

Yapılışı

Patlıcanlar yıkanıp yapışmayan bir tavada  ya da size kalmış bir yöntemle közlenir. Patlıcanları közlerken dikkat etmeniz gerekenler ise; Tavada, ocaküstü közmatikler ya da közde olsun patlıcana herhangi bir çizik atılmamalı bu sayede içindeki suyu tutup hem de içinin beyaz kalması sağlanıyor. Tavada yapılıyorsa kolay pişmesi için kapağını kapatınız.

Közlenen patlıcanların kabuğu soyulur ve fazla suyunun akması sağlanır.

Haşlanmış nohutlar arzuya bağlı olarak kabukları soyulur. Ayıklamıyorum, kabukları da çok faydalı.

Közlenmiş patlıcan ve nohut bir araya getirilip, çokluğuna göre malzeme ikiye bölünür ve rondoda uygun kıvam alana kadar çekilir.

Bu karışıma tahin, sarımsak, kimyon, tuz ve limon suyu ilave edilir. Yoğunluğuna göre nohut suyundan ilave edilir.

Karışım uygun bir servis tabağına alınıp üzerine tavada kızartılmış çam fıstığı, zeytinyağı ve pul biber serpilir.

Afiyet olsun.

Kabaklı Toyga Çorbası

 

Kabaklı Toyga Çorbası tarifi

Kabaklı Toyga Çorbası nasıl yapılır?

Bu koca, kara kazanda ne kaynıyor, dersiniz?

Adını toy, düğünden alan bu lezzetli çorba yurdumuzun birçok yerinde farklı yapılıp yeniliyor.

Annem Çankırı’nın meşhur Toyga’sından önce, Çukurova’nın Kabaklı Toyga çorbasının tarifini verdiğimi görse belki biraz bozulur ama uzun süren bahara ve serin havaya yakışan bir çorba.

Erzin’de tattığım ve fotoğrafladığım Kabaklı Toyga Çorbasının tarifini vermek istiyorum.

Doyurucu bir o kadar da lezzetli. Ramazana yakışır.

Malzemeler

1,5 su bardağı aşurelik buğday- dövme

1 su bardağı nohut

5 tane kabak

1 demet nane

Tuz

Sosu için;

2 l ev yoğurdu

1 yumurta

3,5 yemek kaşığı un

Yapılışı

Nohut ve dövme geceden yıkanıp ıslatılır.

Kabaklar yıkanıp kabukları soyulmadan çintilir.

Naneler iyice yıkanıp süzülmeye bırakılır.

Ertesi gün ıslatılan malzemeler süzülüp yıkanır ve derin bir tencerede biraz tuzla güzelce haşlanır.

Haşlanan dövmeye çok kalın olmayacak şekilde dörde bölünüp çintilmiş kabaklar katılır gerekirse sıcak su ilave edilip pişirmeye devam edilir.

Bu arada yoğurt, yumurta ve unla güzelce pürüzsüz karıştırılıp, terbiyesi hazırlanır. Çok duru olmayacak şekilde  su ilavesiyle açılır ve sürekli karıştırarak kaynatılır.

Kaynayan yoğurda koyuluğu ayarlanarak dövme ve kabak karışımı ilave edilir orta ateşte kesilmesine izin vermeden tatların kaynaşması sağlanır. Gerekirse sıcak su ilave edilir.

Ocaktan alınır ve içine iyice yıkanıp süzülmüş naneler kıyılıp atılır ilk sıcaklığı geçince servis edilir.

Afiyet olsun.

 Erzin’de bizi evlerine, bahçelerine, mutfaklarına alıp, birçok Erzin yemeğini yapan ve o sırada yöredeki yemeklerini heyecanla anlatan Durdu teyzeye, sevgili gelini Süheyle’ya, hamarat komşuları Nermin hanıma teşekkür ederim. Mutlu sofralarda güler yüzlü, sağlıkla kalınız.